- galeyân
- (A.)[ نﺎﻴﻠﻏ ]kaynama.
Osmanli Türkçesİ sözlüğü . 2015.
Osmanli Türkçesİ sözlüğü . 2015.
galeyan — is., esk., Ar. ġaleyān 1) Kaynama 2) Coşma Bu uzvi acı, onu galeyanın son raddesine getirerek ağlattı. P. Safa 3) Coşku Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller galeyan etmek galeyana gelmek galeyana getirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
galeyan etmek — 1) kaynamak 2) coşmak Bunu düşündükçe galeyan eden arzusu, can sıkıntısını artırıyordu. P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük
GALEYAN — Kaynayış. Çoşup taşmak. Yerinde duramamak. * Tuğyan ve azgınlık … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
GALEYAN-I MÂ' — Suyun kaynaması … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
GALEYAN-I EFKÂR — Fikirlerin galeyanı. Fikirlerin coşması … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
NOKTA-İ GALEYÂN — Suyun buhara çevrildiği harâret derecesi … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
katuluk — galeyan, cuş, tugyan, koşulma; ecnebiden bir firka ismi dir … Çağatay Osmanlı Sözlük
GALİYE — Galeyan eden. * Değerinden çok pahalı. * Misk ve amberden yapılmış meşhur koku. * Hoş kokulu kıymetli madde … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
HEDR — Galeyan etmek. * Ot büyümek. * Güvercin ötmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
MUGALLÎ — (Galeyân. dan) İyice kaynatılmış. * Ihlamur, papatya gibi çiçeklerin kaynatılmış suyu … Yeni Lügat Türkçe Sözlük